“29 EKİM 1923! TÜRKİYE’MİZİN DOĞUM GÜNÜ! 98’İNCİ YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!”

  • 0
150 150 bakikarakol

Önceki gün İstanbul Küçükçekmece’de, adını vermeyeceğim mahallenin İlk Öğretim Okulu’nun yakınından geçiyordum.

Mikrofondan gelen seslerden, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 98’inci yıl kutlamasının provasının yapıldığını anladım.

Sesinden 8-9 yaşlarında olabileceğini öngördüğüm kız çocuğunun, çok güzel bir Türkçe ve her sözcükteki harflerin anlaşılır bir dille yaptığı sunum, sunumdaki üç tümce, usumu (aklımı) başımdan aldı gitti:

“29 Ekim 1923! Türkiye’mizin doğum günü! 98’inci yıldönümü kutlu olsun!”

Adım atamadım.

Başımı, sesin geldiği solumdaki okuldan yana çevirdim.

Dakikalarca alkışladım!

Belki gören “Deli mi? Ne yapıyor öyle?” diyecekti.

Belki de gören oldu, dedi.

Umurumda değildi.

Torunum yaşlarındaki kız çocuğu, o çok güzel sözü ne kadar içten/yürekten, ne kadar tane tane, ne kadar vurgulu sesle söylemişti!

Duygulandığım.

Gözlerimin nemlendiğini belirtmesem olmaz.

Umudumun katlandığını da…

Koşa koşa okula gidip, sunumu yapan kızımızı bulup kucaklamak, alnından öpmek, ona bu metni yazan, okutan öğretmeni/öğretmenleri, okul müdürünü tek tek kutlamak istedim.

Ama…

“Yanlış anlaşılır, sıkıntıya neden olabilirim” düşüncesi ile gitmedim.

Adımlarımı atmaya başladığımda, o yavrunun güzel sesiyle gerçekleştirdiği sunumu kulaklarımda çınladı; “29 Ekim 1923! Türkiye’mizin doğum günü! 98’inci yıldönümü kutlu olsun!” tümceleri de dudaklarımdan döküldü.

Yaklaşık 4 kilometrelik yolu bu halle yürüdüm.

Eve varır varmaz, bugün yazmak için notumu aldım.

 

Bir gün öncesinden (28 Ekim 1923) “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diye gürleyen dünya lideri Kemal Atatürk, Cumhuriyet nedir?” diye soran köylü vatandaşa “Kimsesizlerin kimsesidir” dediği Cumhuriyet, derin karşıtları tarafından, çağdaş kurum ve kuruluşlarıyla birlikte hırpalansa da, 98’inci yılında bile göz kamaştırıcı çekiciliği ile varlığını koruyor.

Sevenleri, sahiplenenleri o kadar çok ki!

Varlığını bütün tazeliği, bütün içeriği ile koruyacak da!

Emperyalist işbirlikçisi derin karşıtlar, bu gerçeği çok iyi bilsinler!

 

Atatürk Türkiye’si Cumhuriyeti, İstiklal Marşı’mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un, “Çanakkale Şehitlerine” şiirinde “Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın” dediği gibidir…

Öylesine kapsamlı, öylesine içerikli, öylesine kucaklayan, öylesine aydınlık yarınlara, çağlara varan!

Anlamak, anlatmak gerek!

Birinci vazifelerimizden biri de bu!

Yapacağız, başaracağız!

Çağdaş yarınlar için, yapmaya, başarmaya mahkumuz!

 

Bölgesindeki ve uzaklardaki ülkelere örnek olmuş “kimsesizlerin kimsesidemokratik, laik Cumhuriyet’imizin 98’inci yıldönümü halkıma, halklara kutlu olsun!

Böyle bir Cumhuriyeti bırakan, başta dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzü, O’nun sivil ve asker arkadaşlarını rahmetle, saygıyla anıyorum.

Cennet mekanlarında ışıklar içinde uyusunlar…

 

Ayrıca…

Yarın (30 Ekim 2021), sevdalısı olduğum Kars’ımın kurtuluşunun 101’inci (30 Ekim 1920) yıldönümü

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.