“Milli Görüş” çizgisinde olup kendilerini “yenilikçiler” diye tanımlayan siyasi kadrolar 14 Ağustos 2001’de “Adalet ve Kalkınma Partisi”ni (AKP’yi) kurdular.
Genel Başkanları, Recep Tayyip Erdoğan’dı.
AKP’ye “ABD projesi” dendi, deniliyor.
AKP, 3 Kasım 2002 Pazar günü yapılan Milletvekili Genel Seçimi’ne katıldı.
Bu seçimde, 10 milyon 808 bin 229 (yüzde 34.28) oyla 1’inci parti oldu, Seçim Yasası’ndan kaynaklanan yanlıştan ötürü- 363 Milletvekili çıkardı.
2’inci parti, 6 milyon, 113 bin 352 (yüzde 10.68) oy alan ve 178 Milletvekili çıkaran, “Bankamatik Milletvekili” sözcükleriyle tanımladığım Deniz Baykal Genel Başkanlığı’ndaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) oldu.
Seçimden; Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi (DYP) 3’üncü, Devlet Bahçeli’nin Milliyetçi Hareket Partisi (MHP’si) 4’üncü ve Cem Uzan’ın Genç Parti’si 5’inci çıktılar ama üçü de yüzde 10’luk “ülke barajı”nı geçemedikleri için Kamutay’a (TBMM’ye) Milletvekili sokamadılar.
Bu üç partinin yüzde 10’luk “ülke barajı”na takılacakları, seçim sürecinin başlarında belliydi.
Seçimin CHP ile AKP arasında geçeceği de…
Ama çok az ayırtla (farkla) AKP’nin önde olabileceği öngörülüyordu.
Baykal’la Erdoğan’ın bir televizyon kanalında canlı yayında bir araya gelmelerinin ise seçimi kazananı net biçimde belirleyeceği ve belli edeceği konuşuluyordu.
Ve böyle bir yayının yapılması toplumca isteniyordu.
Dahası…
Eğer böyle bir yayın gerçekleşirse, kazananın “Deniz Baykal”ın ve “CHP”nin olacağına kesin gözüyle bakılıyordu.
Çünkü Deniz Baykal’ın söylem (hitap) gücüne, etkisine güveniliyordu.
“Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’ı çiğ çiğ yer” diyenler bile vardı.
Derken…
İki Genel Başkanın tv canlı yayınında karşı karşıya gelmeleri gerçek oldu.
3 Kasım 2002’dan 8 gün önce, yani 25 Ekim 2002 gecesi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D TV’de Uğur Dündar sunumlu “Seçim Arenası”nda https://www.youtube.com/watch?v=cBBtKcNTOWI&t=3s karşılıklı oturdular.
Deniz Baykal’ı soluna, Recep Tayyip Erdoğan’ı sağına alan Uğur Dündar, kendisinin ve izleyicilerinin sorularını iki konuğuna yöneltti.
İçte Türk halkı, dışta da başka halklar, özellikle de ABD, İngiltere, Avrupa Birliği, Rusya, Çin gibi emperyalist ülkelerin yöneticileri, uluslararası sirken sahipleri, onların elamanları bu canlı yayına kilitlenmişlerdi.
15-20 dakika sonra, söylem gücüne çokça güvenilen Deniz Baykal gitti, yerine “kem küm” eden, durmadan “ e e e” diyen, gırtlak temizleyip duran, siyasi rakibine ürkek ürkek bakan, pısırık, ödlek Deniz Baykal geldi!
Recep Tayyip Erdoğan kadar bilgi donanımında olmadığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) konusunda tam bir “hezimet” yaşadı!
Deniz Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’ı değil, Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal’ı yemiş, bitirmişti, partisi AKP’yi iktidara taşımıştı!
AKP’nin, 8 gün sonraki 3 Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimi’nden 1’inci parti çıkacağı, Hükümeti kurup demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneteceği, Deniz Baykal’ın çok büyük katkılarıyla 8 gün önceden fiilen netleşmişti!
Daha sonraki günlerde, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasağının kalkmasına “mesai harcayan” Deniz Baykal, 25 Ekim 2002 gecesindeki “Seçim Arenası”nda sergilediği “pısırıklığın” hesabını vermeli!
O hesap Deniz Baykal’dan sorulmalı!
Sorulmalı ki, Deniz Baykal, kimin, kimlerin adamı olduğu, hangi yanda yer aldığı açığa çıkmalı, önce CHP’liler, sonra bu yurdun dürüst, namuslu insanları bilmeli ve Deniz Baykal bu yurda, bu yurdun insanlarına daha fazla zarar vermemeli!
İlginç mi, rastlantı mı, bilemem.
Ama AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, kendisi ve partisi AKP için yadsınamaz hizmeti olan Deniz Baykal için “Virüs, işe yaramaz, düzeysiz, çirkin, seviyesiz, dönek, kaba, ahlaksız iftiracı, kayışları eskimiş, çamur, çete avukatı, mafya avukatı, hukuk dışı örgütlerin avukatı” https://www.korkusuz.com.tr/erdogan-hakaretlerinden-secmeler.html sözcüklerini etti.
Neredeeen nereye?!.
Yorum Yaz