Yüz yıllardır kutsal dinimizi kendi dilimizde değil, Arapça’dan tersten okumanın alışkanlığından olsa gerek, birçok şey yanlış ve eksik okunuyor, yazılıyor, söyleniyor, yorumlanıyor!
Örnek vereceğim:
Anımsayacaksınız,16 Nisan 2017’de bir halk oylaması yapıldı.
Bu halkoylamasıyla, 1982 Anayasası’nın bazı maddeleri bilmem kaçıncı kere değişti.
En belirgin, ön plana çıkan değişiklik maddesi, “Demokratik, Laik, Parlamento Sistem” bitiyor, yerine ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistem” geliyordu.
35 gün sonra, yani 21 Mayıs 2017 günü, AKP, 3’üncü Olağanüstü Büyük Kongre’ye gitti.
10 Ağustos 2014’de Parlamento’da gerçekleşen “Cumhurbaşkanlığı seçimi”nin ilk turunda AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “12’inci Cumhurbaşkanı” seçildiği için, 16 Nisan 2017’deki halkoylaması öncesi yürürlükte olan Anayasa’nın ilgili maddesine göre, partisinden istifa etti.
16 Nisan 2017’deki halkoylamasında “Anayasa değişikliği” ile “Parti üyeliğinden istifa etme hükmü” de sona erdi.
Böylece…
12’inci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisine yeniden üye ve “Genel Başkan adayı” olama yolu açıldı.
Bu “Anayasa engel” ortadan kalkar kalmaz, 12’inci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kurucu Genel Başkan” olduğu AKP’de “üye kaydı”nı yeniledi; 3’üncü Olağanüstü Büyük Kongre’lerinde de “Genel Başkan”lığa adaylığını koydu.
Zaten tek adaydı.
Büyük Kongre delegelerinin tamamının oyunu alarak, “AKP Genel Başkanı” seçildi.
(İşte bu seçim, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa’nın halk oylamasıyla değişen maddesi gereği, 3’üncü kere Cumhurbaşkanı seçilmesine olanak tanımıyor.)
24 Haziran 2018 Pazar günü, 5 yıllığına “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimi” birlikte yapıldı.
Üç Cumhurbaşkanı adayından biri, AKP Genel Başkanı ve 12’inci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Kazanan, Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Erdoğan, 9 Temmuz 2018’de de, Kamutay (TBMM) Genel Kurulu’nda “Cumhurbaşkanlığı Andı”nı etti.
Bu antla, “Demokratik, Laik, Parlamenter Sistem” hukuken/resmen sona erdi, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” süreci hukuken/resmen başladı.
Ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmasına karşın, resmi kayıtlarda, resmi toplantılarda vb “12’inci Cumhurbaşkanı” diye geçen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamutay’daki “Cumhurbaşkanlığı ‘Tarafsız’ Andı”ndan sonra, çıkışta, “Kamutay bahçesi”nde, bir gazetecinin “Size artık ‘Cumhurbaşkanı’ mı diyelim, ‘Başkan’ mı diyelim?” https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdogan-bana-artik-baskan-diyebilirsiniz-1021696 sorusuna “Başkan, diyebilirsiniz” yanıtını verdi.
Yanlıştı!
Soru da, yanıt da yanlıştı!
16 Nisan 2017’deki halkoylamasıyla gerçekleşen “Anayasa değişikliği”nde, sistemin adı “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” idi!
Değişikliğin hiçbir yerinde “Başkan” sözcüğü yoktu, “Partili Başkanlık Hükümet Sistemi” denmiyordu.
O günden beri, yandaş gazeteler, televizyonlar, radyolar, internet gazeteleri, internet siteleri, yazarlar, çizerler “Cumhurbaşkanı” diye yazmazlar, söylemezler; hep “Başkan” derler, “Başkan” diye yazarlar!
Bu muhterem hanımefendiler, beyefendiler buyursunlar, Anayasa’nın hangi Maddesinde “Başkan” var, göstersinler!
Yok!
Bu muhterem hanımefendiler, beyefendiler, bir şeyi daha yapıyorlar:
“Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden, “Partili” sözcüğünü kaldırıp atıyorlar, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” sözcüklerini kullanıyorlar!
Hadi bunları anladık…
Muhalefete, muhalefet yanında yer alanlara ne demeli?!
Onlar da “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” yerine “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diyorlar, deyip duruyorlar!
Pardon hanımefendiler, beyefendiler…
Siz iyi misiniz?!
Yanlışlarınızın, eksiklerinizin ayırtında (farkında) mısınız?!.
Yorum Yaz