EMPERYALİST ABD’DE “İLK YAŞANAN OLAY”IN BENZERİ ÜLKEMİZDE DE OLUR MU?..

  • 0
150 150 bakikarakol

Çarşamba (6 Ocak 2021) gecesi, görsel, sözlü ve internet basınımıza, emperyalist ABD’de ilk yaşanan olay düştü.
3 Kasım 2020’deki seçimlerde kazanamayan “kaçık” 45’inci Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump, seçimi kazanan Demokrat Parti adayı Joe Biden’in, Başkanlığının Kongre’de “tescil” edileceği saate 2-3 kala miting yaptı, taraftarlarını tahrik etti, onlara “tescil”e karşı çıkmalarını, engel olmalarını söyledi.
Cumhuriyetçiler, Kongreyi bastılar, yıktılar, döktüler, içeri girdiler…
Kongre üyesi Senatörler, Amerikan yerel saati ile saat 04.00’da geniş güvenlik altında toplandı, yarım kalan işlerini tamamladılar, Biden’in Başkanlığını “tescil” ettiler.
Biden artık emperyalist ABD’nin resmen 467ıncı Başkanı idi.
“Kaçık” Trump, taraftarlarına sakin olmaları ve evlerine dönmeleri çağrısı yaptı.
Ortalık duruldu.
20 Ocak 2021’de görev devri yapacak Trump’ın, 20 Ocak beklenmeden “azledilmes”i, hakkında derhal yargı işlemi başlatılması isteniyor.

Nasıl bir gelişme olur, bilemiyorum.
Ama ülkesinde ilk defa böyle bir olaya neden olduğu için Trump’ın yargılanacağı kesin görünüyor.

Trump’ın savı, seçimlerde ve oyların sayımında hile yapıldığı…

Böyle bir olayın, muhalefet için olabileceği düşünülebilir ama iktidar için olası değil.
Olası olsa, o iktidar, iktidar değildir, iktidardan indirilmeyi hak etmiştir.

Trump düşünen biri olsaydı, kazanamadığı seçimi, hileli yollarla ve iktidar gücü ile “lehine” çevirme; hele de iktidarı bırakmama, iktidarda kalma çılgınlığına kendini kaptırmazdı, taraftarlarını tahrik etmezdi, Kongre’yi bastırmazdı, insanların ölmelerine, yaralanmalarına, kırp dökmelere neden olmazdı.
Belki, yargılama sonucu ceza alacak, uzun yıllar cezaevinde yatacak.

Ülkesinin tarihine kötü geçecek.

Çarşamba (Türkiye saati ile) gecesi emperyalist ABD’de yaşanan eylem “ilk”ti ama emperyalist ABD’nın yabancı olmadığı, çok iyi bildiği, uzmanlık alanı içine giren konuydu.
Sayısız ülkede aynı olayları yaptı, yaptırdı; binlerce insanın ölümüne, on binlerce insanın yaralanmasına, milyar Dolarlık maddi hasara sayısız kere imza attı!

Trum gibi bir kaçığı Başkan seçecek kadar sağlıklı düşünemeyen, sağlıklı karar veremeyen USA (ABD) halkı, böyle bir olayı ilk yaşadıkları için şaşkın!
Varlıklılar da, bürokratlar da, askerler de, bilim insanları da, seçilmiş senatörleri de, atanmış Bakan ve sekreterler de vb şaşkın!
Şaşkın oldukları için sağlıklı düşünemiyorlar, ülke tarihindeki bu ilk olayın nedenini, niçinini, arkasında kimin/kimlerin olduğunu/olabileceğini us (akıl) edemiyorlar, öngöremiyorlar!

Özellikle ve öncelikle “dinci terör”ün üretildiği, “dinci teröristler”in yetiştirildiği, donatıldığı “merkez ülken”in emperyalist “İngiltere” olduğu bilinmeyen değildir!

İki emperyalist ülke, İngiltere ile Amerika arasında derinden derinden süren “dünyayı yönetme”, “dünya jandarmalığı” KAVGASI da bilinmeyen değildir!

“Kaçık Trump olayı gibi, 11 Eylül 2001’deki iki gökdelene düzenlenen uçaklı intihar saldırısı da emperyalist İngiliz derin devletinin işi” diye düşünüyorum.
NATO’daki “gladyo” da…

Çarşamba gecesi emperyalist ABD’de ilk yaşanan olayın benzeri, ülkelerde ve ülkemizde de olur mu?
Herkesin kafasında bu soru.
Nedeni, 7 Haziran 2015 genel seçimi sonunda –özetle- şu yanan:
Seçimden AKP birinci parti çıkmıştı ama tek başına hükümet kuramıyordu.
AKP Genel Başkanı Ahmet Davutlu Hükümeti kurmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirildi.
Davutoğlu, siyasi parti Genel Başkanları ile görüştü.
Sonuç alamadı.
“Hükümet kurma görevi”ni, görevlendirmeyi yapan Cumhurbaşkanına “iade” etti.
Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya göre, bu durumda “Hükümeti kurma görevi”ni, seçimden ikinci çıkmış partinin Genel Başkanına vermesi gerekirken, vermedi, “seçimi yenileme” kararı aldı ve ülkeyi 5 ay sonra (1 Kasım 2015) seçime götürdü.

Bu yaşanmışlıktan ötürü düşünülen şu:
“Yapılacak ilk seçimde, AKP ve MHP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” iktidar olacak kadar oy olamayacak, CHP ve İyi Parti ağırlıklı “Millet İttifakı” alacak; ama AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı’na, ‘Hükümet kurma görevi’ vermeyebilir.”

Böyle bir gelişmenin olmasını usumdan dahi geçirmek istemiyorum!

Tanrı korusun!
Eğer böyle bir şey yaşanırsa…
“Olacaklar”ın korkusu içimde şimdiden kol geziyor!..

Onun için…
Dün gece Halk TV’de Levent Gültekin’in dediği gibi, “Seçimin, seçimden önce kazanılması”, yani muhalefetin bir iki puan arayla değil, çok açık arayla seçimi kazanması gerekir.
Çok doğru.
O zaman sandık, pusula, sayım vb hileleri; Yüksek Seçim Kurulu’nun yanlı/yanlış kararları, “açık ara sonuca” olumsuz etki edemeyecek, “iktidarı bırakmama, görevi devretmeme” diye bir şey söz konusu olmayacak…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.