TÜRBANCILARA VE TÜRBANA “BAŞÖRTÜSÜ” DİYENLERE: TÜRBAN, KADININ TERCİHİ DEĞİL, KADINA DAYATMADIR!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Cumartesi (9 Ocak 2021) günü İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener kendi Youtube hesabından, Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-erdogana-flas-cagri-327462h.htm bulundu.
“Uzunca bir zamandır, ülkemizin en önemli sorunlarından biri, gerçek gündemini konuşamaması.
Meselelerin üstesinden gelebilmemiz için, önce onları konuşabilmemiz, çözüm yollarını arayabilmemiz gerekir. Ama maalesef Türkiye, gerçekleri konuşamadıkça, yalan sarmallarında, çok daha büyük sorunlara doğru yelken açıyor” dedi, ülkenin, ülke halkının gerçek gündeminden örnekler sundu, sonra da “İşte son günlerde, sanki böyle bir sorunumuz varmış gibi, yeniden ısıtılan başörtüsü meselesi de bunlardan biri” tümcesiyle sözü “türban” –türban demiyor, ‘başörtüsü’ diyor- tartışmasına getirdi.

“Önce, mazide bıraktığımız bir zihniyetin temsilcisi, eski bir bakan çıkıyor, başörtülü hakimlerimiz hakkında densizce konuşuyor” tümcesinin ardından ekledi:
“Sonra Sayın Erdoğan çıkıyor, torunu yaşındaki genç bir kadın siyasetçiye, sırf CHP’de siyaset yapıyor diye, utanmadan ‘Vitrin Süsü’ diyor.
Al birini vur ötekine!
Aynı vesayetçi zihniyetin farklı düzlemdeki temsilcileri…
Kadını ve başındaki örtüyü siyasi malzeme yapmaktan çekinmeyen bu zihniyet, siyaseten icap ettiğinde, hiç utanmadan o örtüyü ayağının altına almaktan da çekinmiyor.
Siyasetini, sıkıştıkça sarıldığı ‘Başörtülü bacım’ sözü üzerine bina edenlerin, ‘Vitrin süsü’ sözüyle geldikleri nokta, tek kelimeyle ibretlik.
Demek ki mesele, kızlarımızın, kadınlarımızın başındaki örtü meselesi değilmiş.
Demek ki mesele, “ya Ak Partilisin, ya da hainsin” meselesiymiş.
Demek ki mesele, her zamanki gibi, siyasi rant meselesiymiş.”

Kendisi hangi zihniyetin temsilcisi?!

Bir öğretmen, bir tarihçi olarak, “türban”la “başörtüsü”nün aynı olmadığını bilmiyor mu?!
Biliyor da, aynıymış gibi söyleyerek, ayıp ve densizlik etmiyor mu?!
Bu eylemi ile gerçekleri çarpıtıp kitleleri gerçek dışı bilgilerle kandırıyor mu?!
Bunun da adı, kendisinin başkaları için söylediği “Demek ki mesele, her zamanki gibi, siyasi rant meselesiymiş” olmuyor mu?!

“Türban tartışısı”nı, 30 Aralık 2020 Salı günü, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi’nin 1’inci Olağan Kurultay’ında, “Benim siyasete girdiğim zamanlar da yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. Asker vesayeti vardı. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Ülkemiz yine derin bir ekonomik krizin içindeydi. Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım. 28 Şubat’ın ağır ikliminde kız kardeşim Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okuyan kız kardeşim okuldan üç defa uzaklaştırma cezası aldı. Başındaki örtü yüzünden. Üstelik düzenledikleri tutanağa da ‘Ders araç ve gereçlerine zarar vermek’ yazdılar. Gerçek sebep neydi? Başörtüsü. Hiç utanmadan yaptılar bunu. Benim siyasete girmem bütün bu yaşananlara bir isyandı. Bir daha kimse böyle bir yasağı getirmeye cüret edemez.” https://devapartisi.org/parti/e-arsiv/babacan-buyuk-kongrede-konustu-bu-ulkenin-devas-olmak-boynumuzun-borcudur diyen Ali Babacan değil mi?!
Meral Akşener neden Ali Babaca’dan sözünü etmez?!
Neden, bir gün sonra (31 Aralık 2020 Çarşamba) Halk TV’de “Sözüm Var” programındaki “Sorun başörtüsü değildir, sorun türbandır. Türban, irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır. Başörtüsü, yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir. Bununla arasında çok büyük fark var. Ben kendimden söylemek istiyorum: Ben yargılandığım zaman, türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde, benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkularım var.” https://www.youtube.com/watch?v=dWryKz5RTA0 sözlerin sahibi CHP’li eski Milletvekili, eski Bakan Fikri Dağlar’ın, “… kuşkularım var” sözcüklerini kullanmasına karşın, son tümcesi üzerinden, gerçeği eğip bükerek, Sağlar’a saldırıya geçti?!

Başörtüsü değil –ki, bu ülkede hiçbir zaman başörtüsü tartışılmamış, tartışı konusu ve sorun olmamıştır-, “türban”la ilgili tartışıda, kişinin “kuşkusu”nu dillendirmesi suç mu?!
Söz konusu “türban” olunca, kişi “kuşkusu”nu dahi dile getiremeyecek mi?!
Nedir bu “türban gücü”?!
Nedir bu “türban korkusu”?!

Sözleriyle çelişen ve yanıtlarını merak ettiğim Meral Akşener bilsin isterim:
Kadınlarımızı, hele de Meral Akşener gibi çağdaş giyinimli kadınlarımız, kadını siyasi amaçlarında “vitrin süsü” gibi kullanan, özel yaşamlarında da cinsel gereksinimlerini giderdikleri ikinci sınıf insan gören şeriatçılar, gerici, yobaz dinciler kadar zararlı, tehlikelidirler!
Bir kısım kadınımız kendi öz kararlarıyla düşünüp taşınmadığı, konuşup hareket etmediği gibi de “giyinmiyor”, “kapanmıyorlar”!
Onlar, çok büyük baskı ve korku altındadırlar!
Onların “tercihleri” yoktur!
Bu gerçekleri görmemek, körlüktür körlük!

Gerçekleri göremeyenden de, çarpıtan da ne siyasi, ne siyasi lider olmaz!

Bu arada…
Atlamışım, yeni haberim oldu:
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 5 Ocak 2021 Salı günü twitter hesabından paylaşımda bulunmuş
Şöyle:
“Birisi çıkıyor ‘vitrin mankeni‘ diyor, öbürü ‘başörtülü bir yargıcın kararına güvenmem‘ diyor. Kadınlara ve kadınların tercihlerine saygı duyun.” https://twitter.com/alibabacan/status/1346546052959268866

Bak Ali Babacan!..
İlkin, şu “türban”a, “başörtüsü” demeği bırak!
Sen de kadını, siyasi ve ticari çıkarlarınız için “vitrin mankeni” olarak kullananlardansın!
Bırakın!..
Türban ve tesettür giyim Türk kadınının terci değildir, Türk kadınına dayatmadır!
“Kadına saygı duyun” deyip saygısızlık yapmayın!
Çağdaş giyim kuşamınızla Türk halkını, Türk kadınını daha fazla kandıramayacaksınız!
Bu kadar!
Buraya kadar!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.