KENDİNİ KENDİ AĞZIYLA TANITTIĞI İÇİN “SAHTE SOLUN ÖNDE GİDENİ” DOĞU PERİNÇEK’E TEŞEKKÜRLER!..

  • 0
150 150 bakikarakol

İyi ki, canlı yayında izlemedim, www.cumhuriyet.com.tr ’de okudum!

Diyor ki:
“Benim karşıma sahte solu getirmeyin.”
Zaten “sahte solun önde gideni” kendisi!
Öyle diyerek, özünde kendisini tanımlıyor!
Bunu yaparken de ayırtında (farkında) değil!

Sonra şu üç düşü/bozuk tümceyi ediyor:
“Ben 1968 gençlik hareketinin lideriyim. Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar benim emrimdeki kişilerdir. Silahlı mücadele girişimi başlayınca, onların karşısına ben çıktım ama gene çıkarım.”
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/perincek-vatan-partisindeki-istifalari-degerlendirdi-benim-karsima-sahte-solu-getirmeyin-orada-bizim-durusumuz-son-1808360

68 kuşağının gerçek liderleri Deniz Gezmiş’ten 5, Mahir Çayan’dan 2 yaş büyük 17 Haziran 1942 Gaziantep doğumlu Doğu Perinçek’ten söz ediyorum.

Doğu Perincek, yukardaki düşük/bozuk üç tümcelik anlatımında da itirafta bulunuyor, kendini ele veriyor, ayırtında değil!

Siyasi yaşamımızda bunlardan o kadar çok ki!
Ve bunlar, “siyasetçi” olarak “çok tehlikelidirler”!
“Çok tehlikeli” oldukları kadar, “çok zararlıdırlar”!
Bunları çok iyi tanımak, tanıtmak, işlevsiz kılmak gerek!

1978-1980 yılları arasında Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP), 1991-1992 yılları arasında Sosyalist Parti (SP), 1992-2015 yılları arasında İşçi Partisi (İP),15 Şubat 2015 yılından beri de Vatan Partisi Genel Başkanı Hukukçu Dr. yazar Doğu Perinçek, hak etmemesine karşın “Ben 1968 gençlik hareketinin lideriyim” diyerek, 68 kuşağının gerçek liderlerine haksızlık, saygısızlık, ayıp ediyor!
Doğum tarihinden ötürü 68 kuşağı içinde yer alıyor, o kadar!
Başka bir özelliği, nedeni yok!
Ama kalkıyor kendini “68 Kuşağı”nın “lideri” diye tanımlıyor, tanıtıyor!
Doğu Perinçek kiiim, 68 Kuşağı’nın lideri olmak kim!

Olsaydı…
“Sahte solcular” gibi düşünmez, hareket etmezdi!

“Doktora”sını yaptığı “Hukuk”un da adamı olsaydı, etik davranırdı, başkalarına ait olan “önderliği”, hak etmediği halde “gasp”a kalkmazdı!

Gene…
Yazar olsaydı…
Zaman kiplerine dikkat ederdi, geçmiş zamanla şimdiki zamanı karıştırmaz, düşük/bozuk tümceler kurmazdı!

Doğu Perinçek’e sorarım:
“Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar benim emrimdeki kişilerdir” ne demek?!
İkisi de yaşamıyor.
Doğrusu “… kişilerdi” değil midir?!

Hem…
Sol düşüncede “emir veren”, “emir alan” diye bir kavram var mıdır?!

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşlarının, emir altında hareket etme anlayışı”nı, “devrimci inanışları” ile örtüşmeleri olası mı?!
Asla değil!
Doğu Perinçek, nasıl böyle bir iftirada bulunur, yalan söyler?!

Varsayalım ki Doğu Perinçek “emir veren”di.
“Emir verenin de, emir aldığı var” gerçeği ışığında, “Doğu Perinçek’n de emir aldığı bir var” diye düşünebiliriz!

Buyursun “üstünü”, emir aldığı kişiyi açıklasın!

Açıklamaz!
Açıklayamaz!

Neden açıklayamayacağını kendisi iyi bilir!

Açıklamasa da, “Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar benim emrimdeki kişilerdir” tümcesiyle kendini açığa düşürdü.
“Silahlı mücadele girişimi başlayınca, onların karşısına ben çıktım ama gene çıkarım” tümcesini etse de, inandırıcı olamaz, kendini aklayamaz, kurtaramaz!
Kendini kendisi ele vermiştir!

Bu son tümcesinde…
Sanki…
Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve arkadaşları yaşıyor, silahlı eyleme kalkacaklar, “… karşılarına … gene çıkarım” diyor!

Kendini, kendi ağzıyla tanıttığı için “sahte solun önde gideni” Doğu Perinçek’e teşekkürler!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.