KÜÇÜK KIZ ÇOCUĞUNU DİRİ DİRİ TOPRAĞA GÖMEN “ZİHNİYET”LE 6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNU KOCAYA VEREN “ZİHNİYET” AYNI!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Tanrı aşkına!..

En az 1450 yıl önce (İslamiyet öncesi “Cahiliye Devri”nde) küçük kız çocuklarını diri diri toprağa gömen/gömdüren “zihniyet”ten, yaklaşık 1450 yıl sonra 6 yaşındaki kız çocuğunu, 23 yaş büyük erkekle evlendiren “zihniyet” arasında ne ayırt (fark) var?!

Bence hiçbir ayırt yok!

6 yaşındaki kız çocuğunun, “dinci” öz babası, öz annesi tarafından, “dinci” bir “yobaz mürid”e, “dini nikah” kıyılarak evlendirilmesi olayının, Afganistan’dan* sonra “Atatürk Türkiyesi”nde yaşanması; çirkin, bir büyük ayıp olduğu kadar, Çanakkale ve Anadolu savaşlarında yenilgiye uğrayan “düşman emperyalist devletler”in kinini, intikam isteriğini ve yakın gelecekte olacakların iletilerini de (mesajlarını da) içeriyor!

Uzatmıyor, bu kadarla yetiniyorum.

 

6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesiyle ilgili haberi duyduğumda, okuduğumda midem bulandı!

Hala mide sancıları çekiyorum!

Psikolojim altüst!

Sakinleştirici haplarla sakinleşmeye çalışıyorum!

 

Yalnız ben mi?!

Milyonlarca insan aynı durumda!

Toplum olarak adeta “öfke” kusuyoruz!

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na “Bakan” sıfatıyla atanan “Derya Yanık” adlı “bürokrat” çıkıp “davaya müdahil oldukları”nı söyledikten sonra “Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir. Siyaset üretilecek konular değildir. İnsani ve maalesef her zeminde karşılaşılabilecek meseleler” 

https://www.gercekgundem.com/guncel/6-yasindaki-cocuga-cemaat-istismari-bakan-yaniktan-siyasetin-konusu-degil-savunmasi-403418?sayfa=3 demez mi?!

 

Usumu (aklımı) yitireceğim!

 

Tanrım sen usuma sahip çık!

Bu sözleri eden “Bürokrat Bakan”ın “zihniyet”i ile 1450 yıl önceki ve günümüzdeki “zihniyet” aynı!

Sizce de aynı değil mi?!

 

Anımsayacaksınız:

Aynı Bakanlığın başında bir zamanlar “Sema Ramazanoğlu” adlı “kadın, bürokrat, Bakan” vardı.

O da…

Karaman’daki “dinci Ensar Vakfı”nda “45 öğrenciye tecavüz” olayı üzerine “Karaman’da olan konuyla ilgili olarak ilk vaka ortaya çıkar çıkmaz hemen hukuki açıdan Bakanlığımız müdahil oldu. Bu, bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” https://www.istanbulgercegi.com/aile-bakani-bir-kereden-bir-sey-olmaz-dedi_98304.html dememiş miydi?!

 

Söyleme dikkat ettiniz mi?!

Yanık’ın aynısı!

Dahası…

“Zihniyetler”e bakar mısınız?!

Bire bir aynısı!

Ç ü n k ü ü ü . . .

Bunların ipi birilerinin elinde!

O birileri, dünün Kiliseleri, derebeyleri, feodalleri, kralları idi; bugünün ise burjuvazileri, emperyalistleri!

 

Martin Luther’in 31 Ekim 1517’de batıda başlattığı “Dinde Reform Hareketi” ile ülke yönetiminde, “Sanayi Devri” ile “Kilise baskısı”ndan sıyrılan burjuvazi, “Kilise zihniyeti”ni olduğu gibi, sömürgeleri altındaki –özellikle İslam coğrafyasında ve Müslüman– ülkelerde uyguladılar!

 

Günümüzdeki “tarikat” ve “cemaat”ler, sömürgeci ülkelerin burjuvalarının, yerel ve bölgesel çıkarları, çıkarlarının geleceği için oluşturduğu, palazlandırdığı, bakıp beslediği, “dinci” yapılardır!

Ana karargahları, emperyalist İngiltere’dir!

Emperyalist İngilteren’in paydaşı başta emperyalistlerde de vardır!

 

“Dini çarpıtan” bu “dinci tarikat ve cemmatler”in görevleri:

Yerel ve bölgesel işbirlikçiler olarak, “sahipleri”ne yani patronları emperyalistlere hizmet etmek, onların emirlerini ve yazdıkları senaryoları itirazsız, harfiyen ve zamanında, yaşamları pahasına eksiksiz yerine getirmektir!

Görev yerleri içindeki toplumları, özünden çarpıtılmış din ve din kurallarıyla köreltmek, karanlığa götürmek, mallaştırmak/koyunlaştırmak, düşünen insan olmaktan çıkarmak!

Çünkü…

Böylesi toplumları; emek sömürücüsü, insan ve insanlık düşmanı burjuvaziler, onların ağababaları emperyalistler pek severler!

Çünkü…

Yönetmek de, sömürmek de çok kolay!

 

Düşünmekten yoksun bırakılan, mallaştırılan/koyunlaştırılan toplumlarda “bütün değerler” çürür!

Ortaya…

Böylesi “zihniyet” ve o “zihniyet”in sonuçları çıkar!

 

Çare/çözüm yok değil, var.

Şu:

İlkel Kilise Anlayışı sığınıcıları, insan, insanlık ve emek düşmanı burjuvacılarla emperyalistlerin önünü kesmek, onları silip süpürmek, yok etmektir!

Bu da, ancak ve ancak, dünya halklarının, ortak hareket etmesiyle olur!

 

Dünya halklarının ortak eylem birliği içinde olmasının, olabilmesinin yolu, “ortak eğitim, ortak düşünme, ortak hareket, ortak eyle”dir!

 

Burjuvazinin ve emperyalistlerin panzehiri “Sınıfsız Toplum”dur!

 

İki binli yılların başlarında “hayal” olsa da, “Beş binli, sekiz binli, on binli yıllarda hayal olmaktan çıkacak” diye düşünüyorum.

Alt yapısının da “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem” olduğuna, olacağına inanıyorum.

 

Onun için…

Uyduruk, içi boş “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” yerine, “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem” diyorum, denilmesinden yanayım ve denilmesini öneriyorum.

 

Ha…

Siyasi vitrindekilerin diyeceklerini olası görmüyorum!

Şundan:

Haklıca yerdiğim, herkesin de yermesi gereken “Kilise yönetimi zihniyeti”nden mayalanmışlar, oradan geliyorlar!

N o k t a ! . .

* Yılmaz Özdil’in, 13 Aralık 2022 Salı günlü “Garibgül” başlıklı yazısı https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/garibgul-7524728/

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.