AKP İLE MHP ARASINDAKİ DERİN SİYASİ KAVGA YENİ DEĞİL VE SEÇİMDEN ÖNCE “YENİ SİVİL ANAYASA”…

  • 0
150 150 bakikarakol

Bana göre…

En güzel, en doğru tanımı, İstanbul CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 8 Temmuz 2021 Perşembe günü Kamutay’da (TBMM’de) düzenlediği basın toplantısında “Benim gördüğüm şudur: Şu anda Süleyman Soylu’nun sırtında Erdoğan’la Bahçeli bilek güreşi yapıyor” https://www.gercekgundem.com/siyaset/286112/suleyman-soylunun-sirtinda-erdoganla-bahceli-bilek-guresi-yapiyor?utm_source=share-twitter diyerek, yaptı.

 

Dün ise…

Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan, Altay’ın Genel Başkanı “adı lazım değil”, İpek Özbey’in sorularını yanıtladığı söyleşide, Altay’la ters düştü.

“Adı lazım değil”, Özbey’in Devlet Bahçeli’nin İçişleri Bakanı Soylu’ya destek açıklamasını nasıl karşılıyorsunuz? Bahçeli’nin Soylu üzerinden Erdoğan’a mesaj verdiği görüşüne katılır mısınız?” sorusuna Evet, katılıyorum. Bir kere Soylu, Erdoğan’ı teslim almış durumda. Soylu edindiği bütün bilgileri Bahçeli ile paylaşır. Soylu’nun ‘Azdan az, çoktan çok gider’ diye bir cümlesi oldu televizyon programında. Yani ‘Bana bir zarar gelirse asıl zararı onlar çeker’ demek istedi. Bu, aslında açık ve net bir tehditti. Ve tehdit karşı tarafta algılandı ve kabullenildi, çünkü önlem alması gereken kişi ve çevresi çok kirli. O da bu kirliliğin farkında. Soylu’ya bir şey diyemediler. Bahçeli de bütün kendi bürokratik kadrolarını bu vesile ile devlete yerleştiriyor. Bahçeli için zaten sorun yok. Soylu’ya destek çıkarak Erdoğan’ı kendi istediği her şeyi yerine getirecek şekilde konumlandırıyor. Bu tablo, AKP’li vekilleri ne kadar rahatsız ediyor, bilmiyoruz” yanıtını verdi. https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kemal-kilicdaroglu-belediye-baskanlarimizin-birinci-gorevi-halka-verilen-sozleri-tutmak-1851733

Soylu mu, Soylu üzerinden Bahçeli mi AKP Genel Başkanını teslim almış?!

Bu çelişki, bu karmaşa bir yana…

Söylediği şu iki tümce Bir kere Soylu, Erdoğan’ı teslim almış durumda. Soylu edindiği bütün bilgileri Bahçeli ile paylaşır” kaş yapmak istenirken göz çıkartmakan, kendi ayağına sıkmaktan, ya da AKP’nin veya Cumhur İttifakı’nın, Cumhur İttifakı İktidarı’nın değirmenine su taşımaktan, onlara yardım ve yataklık etmekten başka bir şey değildir!

Bugün Bahçeli, yarın AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, partilerinin grup toplantısında kullanacaklar, söylenmedik laf bırakmayacaklar, “adı lazım değil”den kanıtlamasını isteyecekler. 

 

Bir kere…

Teslim alınmış bir durum yok.

Ama…

Altay’ın dediği gibi, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı ile MHP Genel Başkanı, Soylu’nun sırtında bilek güreşi yapıyor.

 

Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı İktidarı ortaklarından AKP ile MHP arasındaki derin siyasi kavga yeni değil ki!..

 

İttifak öncesi birbirlerine en ağır siyasi söylemlerde bulunan iki ortak, ne oldu da, 180 derece dönüş yaptılar, kanlı bıçaklıyken kucaklaştılar?!

Burası, üç yıldan fazladır, hala aydınlanmamıştır, gizini koruyor!

Buna neden el atılmıyor?!

Bu neden dillendirilmiyor, sorgulanmıyor, gündeme getirilmiyor?!

Muhalefet neden dilsiz, neden duyarsız?!

 

Bakınız…

Sözde iki kanlı bıçaklıyı sarmaş dolaş eden emperyalist güç, 70-75 yıl önceden bunların köklerinden birini Yeşil Kuşak Projesi, diğerini Ülkücü Kuşak Projesi olarak yapılandırdı, donattı, siyasi sahaya kullanıma sürdü.

Ve…

Geçen Haziran ortalarında, G7’ler Zirvesi’nde aldıkları kararı, bir gün sonra NATO Liderler Toplantısında, NATO üyesi ülkelere kabul ettirdi.

 

NATO Bildirisi’nde de yer alan o kararı, Çin’in etkinliğinin ve yayılmacılığının önüne geçilmekti.

Projenin ve yol haritasının adı, yalnızca Yeşil Kuşak Projesiydi.

Bu projeyle, Ülkücü Kuşak ProjesiMHP– dışlanıyordu.

Çin’in çevresindeki Türk Cumhuriyetleri’ne, Turancılık’la gidilmeyecekti, Müslümanlık’la gidilecekti.

Turancılık, Türk Cumhuriyetleri’nde tepki çekerdi.

 

Bahçeli, arkadaşları bundan ve bunun kabul edilmesinden çok fena rahatsızdı.

 

Bahçeli, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Başbakan iken, koltuğuna oturttuğu 23 Nisan çocuğuna ettiği “Şimdi Başbakan sensin… Yetki sende… İster as, ister kes…” sözüyle zaafını, yumuşak karnını yakaladığı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanını, ucubePartili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile etki altına alma çalışmasındaydı.

Başarılı da oldu.

Ucube sistemin kabul edilmesi ve uygulanmasıyla bir anlamda davul AKP’de, tokmak da MHP’deydi.

 

Ucube sistem ilk başlarda AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının da hoşuna gitmişti.

Ama…

İki yılın ardından, her alanda, her konuda tek sorumlu kendisinin olmasının ileride ciddi sıkıntılar yaratacağı gerçeğini gördü, önlemler almaya yöneldi.

 

Uzatmayayım…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, seçimden önce, Yeni Sivil Anayasa’yı gerçekleştirmek istediğini…

Seçime asılır görünecek fakat seçim kazanmak derdinde olmayacak…

Seçimi kazanmasına gizliden malzemeler verecek “Millet İttifakı”na ekonomisi dibe vurmuş, işsizlik, açlık, sefalet tavan yapmış, döviz başını almış gitmiş, hak, hukuk, adalet yerlerde sürünür olmuş, dışta saygınlığı yitmiş, “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi bitip tükenmiş vb bir Türkiye bırakmak, erken yapılacak seçimde de tek başına daha güçlü gelmek siyasasına odaklandığını…

D ü ş ü n ü y o r u m .

 

18 Haziran 2021 Cuma günü www.gercekgundem.com internet gazetesinde yayınlanan, spotu Halk TV’ye konuk olan KONDA Araştırma Genel Müdür Bekir Ağırdır, seçim stratejisi ve ittifaklara ilişkin açıklamalarda bulundu” olan, KONDA Araştırma’dan dikkat çeken ‘iktidar seçimleri kaybederse’ yorumu” https://www.gercekgundem.com/siyaset/282211/konda-arastirmadan-dikkat-ceken-iktidar-secimleri-kaybederse-yorumu?utm_source=share-twitter başlıklı haberi, linkini tıklayıp okuyacaklarınız, benim “düşünüyorum” dediklerimi doğruladığını göreceksiniz…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.