“SARAY”A GİDEN “ÖNEMLİ CHP’Lİ”Yİ, “KANDIRIKÇI, SİYASİ PALYAÇO, ŞAKLABAN” MUHARREM İNCE AÇIKLADI: KENDİSİ!

  • 0
150 150 bakikarakol

13 Ağustos 2020 Perşembe günlü “İKİSİNİN DE BİRBİRİNDEN AYIRTI (FARKI) YOK, İKİSİ DE PARTİM CHP’M VE CHP’LİLERİM İÇİN ZARARLI!..” başlıklı yazımda //“Herkes eteğindeki taşları döksün” sözünün sahibi M.İ. –yapılan açıklamaya göre- bugün saat 10.30’da Ankara’da eteğindeki taşları dökecek.
Dökecek mi?!
Ne kadarını dökecek?!
Ve neden “Ne kadarını dökecek”?!
İzleyip görelim.
Bu konudaki yazımı yarına bırakıyor, Saymaz’ın ikinci twitterındaki şu iki “Şimdilik parti kurma fikrim yok. Ben Anadolu’yu dolaşacağım” tümcesine dönüyorum.// diye yazdım ama “yarına” yani 14 Ağustos 2020 Cuma gününe bıraktığım yazımı yazamadım.
Çünkü Telekom’un altyapı çalışması vardı; 13 Ağustos 2020 Perşembe günü saat 18.00’da kesilen internetin 16 Ağustos 2020 Pazar saat 00.00’da verileceğini öğrendim. Saat 18.30’da twitter hesabımdan şu paylaşımda bulundum:
“BÖLGEMİZDEKİ İNTERNET ARIZADAN ÖTÜRÜ İNTERNETE GİREMİYOR, GÜNLÜK YAZIMI YAYINLIYAMIYORUM. ARIZANIN ÜÇ GÜN SÜRECEYİNİ ÖĞRENDİM. BU DURUMDA, 17 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN YAZILARIMI YAYINLAYABİLECEĞİM. GÖRÜŞMEK ÜZERE…”
Sorun giderilemedi, ben de 17 Ağustos’ta yazımı yazamadım.
Twitter hesabımdan “BUGÜN (17 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ) YAZIMI https://bakikarakol.com SİTEMDE YAZACAĞIMA İLİŞKİN SÖZÜMÜ, İNERNET HATTIMDAKİ SORUN TEKEKOM TARAFINDAN GİDERİLMEDİĞİ İÇİN YERİNE GETİREMİYORUM. ÖZÜR DİLİYORUM. BİLDİRİMDE BULUNDUM, SORUN BUGÜN GİDERİLİR Mİ BİLMİYORUM. BEKLİYORUM…” diye yazdım.
Sorun, dün (18 Ağustos 2020 Salı) saat 13.30 sıralarında giderildi, 5 gün aradan sonra yazımı yazabildim ve yazımı bugün yayınlayabildim.

İnternet kesintisinin gerçekleştiği 13 Ağustos 2020 Perşembe günü saat 12.47’de, gene twtter hesabımdan “Dün www.haberturk.com. İnternet gazetesindeki köşesinde “Dağ fare doğuracak mı?” https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2770372-dag-fare-doguracak-mi başlıklı yazı yazan Nagehan Alçı’nın haberi olsun:
Dağ fare doğurdu…” paylaşımımda bulundum.

“Kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban Muharrem İnce (M.İ.) Ankara’da lüks otelde basın toplantısı düzenlemiş, açıklama yapmış.
Açıkladıkları, diş aralarındaki kürdanlık kırıntılar kadar bile değil…
İzlediniz, dinlediniz, okudunuz.

Sorusuz ve yanıtsız basın toplantısı mı olurmuş?!

Ama M.İ. söyleyeceklerini söyledikten sonra soru almamış, çekmiş gitmiş.

Bir de, basın özgürlüğünden, basının önem ve değerinden dem vurur!

Hadi oradan!..

AKP ve “Cumhur İttifakı İktidarı” yanlısı “besleme basın”ın ilgisi olağanüstüydü.
Neden acaba?!

Usuma (aklıma), “Saray”a giden “önemli CHP’li”ye, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanın söylediği, basında genişçe ve günlerce yer alan “Senin CHP Genel Başkanı olman gerekir. Ben de yardımcı olurum” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/rahmi-turan-saraya-giden-chpli-iddiasinin-devamini-yazdi-257263h.htm sözü geldi.

Yandaş besleme basın, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının “olur”u olmadan, M.İ.’nin basın açıklamasına öylesi ilgi gösterir mi?!
Göstermez…

Galiba söyleyen bir gazeteci yazardı:
“Muharrem İnce değil de, sanki AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan canlı yayındaydı, basın açıklaması yapıyordu. Canlı yayınlamayan televizyon yoktu.”

Çok doğru, çok yerinde bir saptama…

AKP’nin, en yakın siyasi rakip bellediği CHP’ye karşı siyasa (politika) üretmesi, CHP’yi parçalamak istemesi siyasa olarak olağandır.
“Parçalama” işinde, çocuk yaştan itibaren CHP’de olmasına karşın CHP’li olamamış “naylon CHP’li” M.İ.’yi kullanması da…

Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan “Kaynağımın bana söylediğine göre, Saray’da Erdoğan’la görüşen CHP’li isim Muharrem İnce’ymiş. Hatta kaynağım İnce’nin hangi araçla geldiğini, saat kaçta Saray’a girdiğini, kaçta çıktığını dakika dakika söyledi” https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/rahmi-turan-sarayda-erdogan-ile-gorusen-o-ismi-acikladi-5467594/ diye açıklayınca, M.İ. “Eğer benim görüştüğüme dair bir belge varsa Taksim’de kendimi yakarım” https://www.cumhuriyet.com.tr/video/muharrem-inceden-canli-yayinda-mesaj-taksimde-kendimi-yakarim-1703783 diyor.

“Eğer benim görüştüğüme dair bir belge varsa…” öyle mi?!

Anımsayalım:
Rüşvet veren işadamı, rüşvet verdiği Banka Genel Müdürüne ne demişti?:
“Rüşvetin belgesi mi olur ulan?!.”

Ben “ulan” sözcüğünü kullanmayacağım, “Gizli kapalı işin belgesi mi olur?!.” diyeceğim.

Yandaş besleme basının AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının “olur”u olmadan, CHP’li bilinen “Muharrem İnce” adlı birinin basın açıklamasına, beklenin üstünde ilgi göstermesi, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanın “saray”a çıkan “önemli” CHP’liye ettiği “CHP Genel Başkanlığına aday ol, yardımda bulunurum” sözüyle harmanlandığında, “belge” olmuş olmuyor mu?!.

Hem, M.İ. “Eğer benim görüştüğüme dair bir belge varsa Taksim’de kendimi yakarım” tümcesini neden ediverdi ve “belge” arar oldu?!

Belge mi?!
İşte belge!

Belgeleyen de kendisi!

Ha, “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce, kendini Taksim’de falan yakmasın.
Varsın, ait olduğu yere gitsin, orada siyasa yapsın.

Gitmese de, gönderilecek.
Biliyor…
Bilmezden gelmesi komik!

CHP’den, öz be öz bir CHP’li götüremeyeceğini usuna soksun.

13 Ağustos 2020 Perşembe günü gerçekleştirdiği basın toplantısıyla, bekleneni veremediği, bu nedenle “yalnız bırakılacağı”nı da benden duysun…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.