İKİSİNİN DE BİRBİRİNDEN AYIRTI (FARKI) YOK, İKİSİ DE PARTİM CHP’M VE CHP’LİLERİM İÇİN ZARARLI!..

  • 0
150 150 bakikarakol

“Muharrem İnce, CHP’nin 7’inci okudur” gibi saçma sözü eden gazeteci İsmail Saymaz, “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’nin (M.İ.’nin) özel kalem müdürü gibi yazıyor, konuşuyor.
Kim bilir, Cumhurbaşkanlığı seçimini bu kez kazanırsa M.İ.’nin “Sözcü”sü, veya “İletişim Daire Başkanı” olur.

Saymaz, 11 Ağustos 2020 Salı günü twıtter hesabından ilkin şu paylaşımda bulunuyor:
// Önceki gün Kılıçdaroğlu ile görüşen eski CHP ve SHP genel başkanları Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, bugün saat 17’de Ankara’da Muharrem İnce ile buluşacak. Çetin bana şunları söyledi: “Görüşmeyi biz istedik. İnce’ye ‘Ayrılma, partide kal, mücadeleni partide sürdür’ diyeceğiz.” // https://twitter.com/ismailsaymaz/status/1293180772535291904

Üç saat 21 dakika sonra da şu twitterı atıyor:
// Çetin ve Karayalçın’ın Muharrem İnce ile görüşmesi bitti. İki ağabey, İnce’ye şöyle dedi: “Perşembe günü basın toplantısı yapma. Yapacaksan da masayı devirme. Partide kal, bu süreçte ayrılmak olmaz.” İnce şöyle dedi: “Şimdilik parti kurma fikrim yok. Ben Anadolu’yu dolaşacağım.” // https://twitter.com/ismailsaymaz/status/1293220791862136833

Her iki twitter, yazılı, sözlü, görsel ve internet basında genişçe yer alıyor.
“Köşe yazısı” olarak da…

Köşesinde yer verenlerden biri, yandaş Hürriyet Gazetesi’nden, AKP’ye ve Cumhur İttifakı’na, Cumhur İttifakı İktidarı’na “çok yakın” Abdülkadir Selvi’dir.

Selvi, // Çetin ve Karayalçın’dan Muharrem İnce’ye: ‘Masayı devirme’ // başlıklı bugünkü yazısında https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/cetin-ve-karayalcindan-muharrem-inceye-masayi-devirme-41584949 Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’ın, M.İ.’ye “5 öneri”sini, “Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, görüşmede İnce’ye şu mesajları veriyorlar” tümcesinin ardından sıralıyor:
// 1- Partiyle köprüleri atma. Partiyle ve genel başkanla köprüleri atacak ifadelerden kaçın. Perşembe günü yapacağın basın toplantısında partiyle ipleri koparacak beyanlarda bulunma. Tansiyonu düşür.
2- Masayı devirme. Masayı devirecek açıklamalar yapma. Masanın kurulu olması her zaman değerlendirilebilir.
3- Disipline sevk edilmeyi gerektirecek ifadelerden kaçın.
4- Genel başkanlar ve parti yönetimleri geçicidir. Cumhuriyet Halk Partisi kalıcıdır. O nedenle partiyle bağlarını koparma.
5- Geçmişin olaylarına çok takılma. Geleceğe bak. Gelecekte de senin yerinin CHP olduğunu aklından çıkarma.
Muharrem İnce’nin eski genel başkanların önerilerini dikkatle dinlediği ve Perşembe günü yapacağı basın toplantısında Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi zan altında bırakacak ifadeler kullanmayacağını ifade ettiği öğrenildi. İnce’nin, “Seçim gecesi yaşananları anlatacağım” dediği ifade edildi. Muharrem İnce’nin görüşmede, “Önümüzdeki günlerde Türkiye’yi dolaşacağım. Gittiğim yerlerde Türkiye’nin geleceğine dair düşüncelerimi paylaşacağım” dediği öğrenildi. //

“Herkes eteğindeki taşları döksün” sözünün sahibi M.İ. –yapılan açıklamaya göre- bugün saat 10.30’da Ankara’da eteğindeki taşları dökecek.
Dökecek mi?!
Ne kadarını dökecek?!
Ve neden “Ne kadarını dökecek”?!
İzleyip görelim.
Bu konudaki yazımı yarına bırakıyor, Saymaz’ın ikinci twitterındaki şu iki “Şimdilik parti kurma fikrim yok. Ben Anadolu’yu dolaşacağım” tümcesine dönüyorum.

M.İ. bu iki tümceyi Saymaz’a mı, eski Genel Başkanlara mı söylüyor?
Anlayamadım.
Önemli de değil.

İlk tümceden başlayayım:

M.İ., 8 Ağustos 2020 Cumartesi günü www.haberturk.com internet gazetesinden yazar Fatih Altaylı’nın köşesinde yayınladığı söyleşi de Altaylı’ya “Bakın, ben parti kuruyorum falan demedim hiç” diyor.
Altaylı “Yani parti kurmuyor musunuz, kuruyor musunuz?” sorusunu sorunca da “Ben bir parti kurmuyorum. Ben yola çıkıyorum. Yüzde 31’le bıraktım. Şimdi onu yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum” yanıtını veriyor.
Altaylı “Nereye, yeni bir partiye doğru mu bu yol?” diye üsteleyince, şunları söylüyor:
“Bu yol Diyarbakır’da karpuz tarlasına gidiyor. Diyarbakır’da kardeşlerimle karpuz toplayacağım, Sümbül Deresi’nde işçilerle olacağım, Rize’de çay toplayacağım. Yollara çıkıyorum, halka emanet edeceğim kendimi. Parti kurmuyorum. Halkla beraber yola çıkıyorum. Harekete geçiyorum. Bir hareket başlatıyorum. Halkla beraber.” https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2766947-muharrem-ince-parti-degil-hareket-baslatiyorum

Üç gün önce, parti kurmayacağını kesin bir dille söyleyen M.İ. üç gün sonra “Şimdilik parti kurma fikrim yok” diyor.
“Şimdilik” sözcüğü, sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Haklı olarak, “Bu ‘şimdilik’ sözcüğü nereden çıktı?!” sorusu usunuza gelmiştir.

Tek bir sözcük, bir insanın düşüncelerini, kişiliğini vb ele veriyor.

“Şimdilik” sözcüğü de M.İ.’yi ele veriyor.
Şöyle:
İki sözü birbirini tutmayan, içten olmayan, çok kolay yalan söyleyen, kandıran, bencil vb vb…

Geçelim…

Diğer tümcesi “Ben Anadolu’yu dolaşacağım”.

Dolaşır mı?

Dolaşmaya çıkar, ama halkla kucaklaşamaz.

Örneği var:
24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra 81 il’e “Teşekkür ziyareti” yapacaktı. 4 Temmuz 2018’de Erzurum’a, 5 Temmuz 2018’de de Kırklareli’ne gitti; halktan yüz bulamadı, “Teşekkür ziyareti” projesini bitirmek zorunda kaldı.
Üstelik partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”, CHP teşkilatına “Karşılayın, yardımcı olun” talimatına vermişti.
Şimdi bu olmayacak.
Olursa, etiksizlik yani ahlaksızlık olur.

Kaldı ki…
Hala CHP üyesi M.İ.’nin parti yönetiminden izin almadan “yollara düşmesi”ne sessiz kalınırsa, “ahlaksızlığa” imza atılmış, başka ahlaksızlıklara kapı açılmış olur.
Bunun bir diğer anlamı, “parti suçu işlemek”tir.

“adı lazım değil” ve yönetimi buna olanak sağlar mı?
Göreceğiz.

Sağlarsa: CHP’nin yüzde 25-28 bandındaki oy oranı en az yüzde 10 puan düşer.
Sağlamazsa: M.İ. ilk aşamada, il, ilçe, belde ve köylerde, partililer tarafından karşılanmayacak, onlarla olamayacak…
M.İ.’nin yanında görünecek çok az sayıdaki partililer de, teşkilat, ardından genel merkez yönetimi tarafından aforoz edilecekler.
Yani…
CHP tabanıyla CHP tavanının arası açılacak, tabandan çok küçük çapta kopmalar yaşanacak.

Eğer ki, M.İ. gideceği her yerde görkemli karşılanırsa, bilinecektir ki, o karşılamalarda, o kalabalıklarda CHP’liler yok, CHP’yi parçalamak ateşiyle yanıp tutuşan AKP’liler, MHP’liler ve başkaları var.

“Bankamatik Milletvekili” Deniz Baykal’ın başlattığı, kendisi gibi “CHP eski Genel Başkan”ları Hikmet Çetin ile Murat Karayalçın’ın sürdürdüğü görüşmelerin özünde “Tamam parti suçu işliyor ama ‘ihraç’
istemiyle Disiplin’e göndermeyin, ihraç etmeyin; tamam Anadolu’yu gez ama ihraç edilmene neden olacak söz ve davranışlarda bulunma” önerisi, çabası var.
Öyle sezinliyorum.

Partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”i alın M.İ.’ye, M.İ.’yi de al “adı lazım değil”e vurun!
İkisinin de birbirinden ayırtı (farkı) yok.
İkisi de partim CHP’m ve CHP’lilerim için zararlı!
İkisi de gerçek anlamda CHP’li ve Atatürkçü değil!
İkisinin de gerçekleri süreç içinde gün ışığına çıkacak!
İkisi de yok olacak ama “vatan kurtaran, devlet kuran, halkına demokratik, laik Cumhuriyet armağan eden” partim CHP’m var olacak!
Ne mutlu…

Yazımı, www.cumhuriyet.com.tr ‘nin “Karayalçın ve Çetin, İnce görüşmesini detaylarını Cumhuriyet’e anlattı” başlıklı haberinin linkini https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/karayalcin-ve-cetin-ince-gorusmesini-detaylarini-cumhuriyete-anlatti-1757888 sizlerle paylaşarak, bitirmek istiyorum.

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.