“TEZKERENİN OYLMAMA YÖNTEMİ ANAYASA’YA AYKIRI VE OYLAMA GEÇERSİZ”!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Partim CHP’min yönetimi dünkü Kamutay (TBMM) Genel Kurulu’nda partisi AKP grubu adına konuşan Sivas AKP Milletvekili İsmet Yılmaz’ın “Türkiye’nin millî güvenliğine yönelik her türlü eylemlere, terör tehdidi ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak; Irak ve Suriye’deki terör örgütlerinden ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek; kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı gereken tedbirleri almak; Türkiye’nin hak ve menfaatlerini etkin bir şekilde korumak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olarak yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına ve bu kuvvetlerin https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23634&BaslangicSayfa=29&BitisSayfa=29&Tur=H

Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması için 7/10/2020 tarihli ve 1266 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile 30/10/2021 tarihine kadar uzatılan izin süresinin 30/10/2021 tarihinden itibaren Anayasa’mızın 92’nci maddesi uyarınca iki yıl uzatılmasına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi” https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23634&BaslangicSayfa=30&BitisSayfa=30&Tur=H sözcükleriyle tanımladığı tezkereye “Hayır” kararı aldı ve uyguladı.

Çok doğru bir karar.

Kutlarım.

(Yazımın bitiminde, dün Kamutay Genel Kurulu’nda şahsı adına söz alan Manisa CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel “Neden Hayır Kararı aldıkları”nı anlatan konuşmasını bilginize sunuyorum.)

AKP GENEL BAŞKANI CUMHURBAŞKANI “SİYASİ PROPAGANDA OPERASYONU”NU ÇOK İYİ BİLİYOR!.. https://bakikarakol.com/akp-genel-baskani-cumhurbaskani-siyasi-propaganda-operasyonunu-cok-iyi-biliyor/ başlıklı dünkü yazımda “Oylamada Cumhur İttifakı ortağı AKP, MHP, BBP “Evet” diyecek; İyi Parti de koşullu “Evet” diyecek; CHP ise dünkü toplantısında kararını belirleyecekti” demiş, eklemiştim:

CHP yönetimi, yukarı bıyık, aşağı sakal arasında!

Ürkek siyasa!

(Ayrıntıya girmeyeceğim.)

Ürkek siyasayla nereye ve ne zamana kadar?!

CHP yönetimi, alacağı kararı halka anlatamamaktan kendini kurtarmayı, başarmalı.”

CHP yönetimi, tezkereye Hayır kararı almak ve uygulamakla doğru iş yapmanın yanında, ürkek siyasaya nokta koyduğunu kanıtladı ve Hayır Kararını halka anlatabileceğinin işaretini verdi.

 

Cumhur İttifakı’nın ortakları (AKP, MHP, BBP), Hayır Kararı ve oyundan ötürü CHP’yi, CHP yönetimini, “PKK terör örgütünün siyasi yapılanması” diye tanımladığı HDP ile ilişkilendirecekler, gerçeklerle örtüşmeyecek sözlerle vuracaklar.

Hiç dert değil.

 

CHP yönetiminin ürkek siyasadan sıyrılması çok önemli gelişmedir ve ülke için, halk için yararlı olacak.  

 

Gene Cumhur İttifakı’nın ortakları, CHP’nin başı çektiği “Mille İttifakı” ortaklarından İyi Parti’nin dünkü oylamada koşullu Evet demesinden ötürü, Millet İttifakı’nın çöktüğünü dillerine dolayacaklar ama kısa sürede böyle bir şeyin olmadığı/olmayacağı görülecek.

 

AKP’li İsmet Yılmaz, “Bazı milletvekillerimiz tezkere süresinin iki yıl olarak istenmesine itiraz etmektedirler. Sürenin iki yıla çıkarılmasının ardında başka nedenler aranması gereksizdir. Sürenin iki yıllık istenmesinin amacı Suriye ve Irak’taki mücadelenin devamlılığı gereği olup aynı zamanda kararlılığımızın göstergesidir. Ayrıca, bu tezkereyle bir yetki, bir izin verilmektedir; siz isterseniz Meclisin verdiği bu yetkiyi kullanmazsınız, kaldı ki benden önceki bir hatip de Afganistan’a verilen uzun sürelin iznin kullanılmadığını da ifade etti. Demek ki Meclisin verdiği emir, talimat değil bir yetki iznidir; isteyen hükûmet kullanır, isteyen kullanmaz” https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23634&BaslangicSayfa=30&BitisSayfa=30&Tur=H sözleriyle inandırıcı olamamıştır.

 

Yılmaz’ın “Tezkerenin amaçlarına matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması hükmü de var. Bu hüküm 2014’ten bu yana Irak-Suriye tezkerelerinde var yeni bir şey değil” sözlerine, şahsı adına söz alan Manisa CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in konuşmasında değinmemesi dikkatimi çekti.

 

19, 20 ve 21’inci Dönem Ankara DSP Milletvekili, 20’inci Dönem’de  Kamutay Başkan Vekili, gazeteci kökenli Uluç Gürkan’ın, Tele 1 TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’a anlattıkları gerçekten çok dikkat çekici!

Özetle şöyle:

Tezkere oylaması önemli bir oylamadır; oturumu yöneten Kamutay Başkan Vekili, el kaldırma yöntemine gitmemeliydi.

Anayasa’ya aykırı oylama yapılmıştır ve oylama geçerli değildir.

Bu uygulamayla tezkerenin kaç oyla kabul edildiğini bilmek olanaksız.

Kaldı ki, dünkü oylamada, ne Evet, ne de Hayır için kalkan eller sayılmadı; oturumu yöneten Başkan Vekili İstanbul MHP Milletvekili Celal Adan göz kararıyla “Kabul edilmiştir” dedi.

 

CHP Grup Başkanvekilleri oylamanın Anayasa’ya uygun olmadığına itiraz etmediler ve geçerli sayılamayacağı üzerinde durmadılar.

 

Anayasa’ya aykırı yapılan bu oylama CHP yönetimi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülür mü?

Anayasa Mahkemesi’nden nasıl bir karar çıkar bilemem ama “Götürülmeli” diye düşünüyorum.

 

Önceki gün AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı ile apar topar görüşen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünkü grup konuşmasında “Anayasa Mahkemesi öyle bir hale gelmiştir ki, nerede bir hain, nerede Türkiye’nin kuyusunu kazmak için faal halde bulunan bir çapulcu varsa onlarla yan yanadır.

Terörist Demirtaş’ın yanında duran bu mahkemedir.

Sorosçu fitnenin yanında konuşlanan bu mahkemedir.

Daha geçtiğimiz günlerde Diyarbakır eski belediye başkanı, bölücülüğün atar damarı Osman Baydemir ile ilgili hak ihlali kararı veren, dahası 30 bin lira da tazminat ödenmesine hükmeden bu mahkemedir.

Anayasa Mahkemesi kapanmasın da hak ve hukukun itibarı mı kaybolsun?

Anayasa Mahkemesi kapanmasın da terörle mücadeleye sünger mi çekilsin?”

http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4900/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_gunu_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_26.html sözlerini, oylamanın,  Anayasa Mahkemesi’ne götürülebileceği olasılığı üzerine mi etti?

Bilmiyorum.

Gazeteci refleksi ile böyle düşünüyorum.

 

Oylamada AKP, MHP, BBP, Memleket Partisi, Zafer PartisiKabul”; CHP, HDP, TİPHayır”; DEVA PartisiÇekimser” yönünde el kaldırdı.

N o k t a . . .

 

MANİSA CHP MİLLETVEKİLİ VE CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL’İN KONUŞMASI

 

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının Anayasa’nın 92’nci maddesine dayanarak Türkiye Büyük Millet Meclisinden silahlı kuvvet kullanmasına ilişkin bir tezkeresi var, bu tezkereyi görüşüyoruz.

Biz bu tezkerenin bütününe Anayasa’ya aykırılık yönünden, süre yönünden, talep edilen yetkinin belirsizliği ve orantısızlığı yönünden, gereklilik ve yerindelik yönünden itiraz ediyoruz. Bu itirazlarımızı gerekçelendirecek olursak tezkere bundan önceki hükûmetlerin yapmadığı, ihtiyaç duymadığı şekilde kalitesiz yasama anlayışında çokça kullandığınız torba yasanın bir benzeri torba tezkere niteliğindedir. Bir an için Adalet ve Kalkınma Partisinin bütün tez ve taleplerinin doğru, yerinde ve haklı olduğunu düşünecek bile olsak bu tezkerenin 4’e bölünmesi gerekir; Kuzey Irak için bir tezkereye, Kuzey Suriye için bir tezkereye, İdlib’deki misyon için bir tezkereye ve yabancı askerlerin Türkiye’de bulundurulması için ayrı bir tezkereye ihtiyaç vardır. Kaldı ki siz böyle bir tezkereyle birden fazla ülkeye, birden fazla bölgeye… “Süresi altı aydı bir yıl oldu, iki yıla çıkardık.” derseniz, şu önermeye hanginiz doğru diyebilir: İktidara gelinir, Meclise tezkere yollanır, dünyadaki 210 ülkeye beş yıl süreyle savaş açma ve askerlerini bulundurma yetkisi… Anayasa bu yetkiyi münhasıran ve doğru tarif ederek bu Meclise veriyorsa, Anayasa’yı değiştirmek için en az 360 milletvekiliyle halka teklif ya da 400 vekilin oyu gerekiyorsa siz salt çoğunlukla bu yetkiyi sayısı sizin belirlediğiniz ve süresini sizin belirlediğiniz bir şekilde yürütmeye nasıl devredersiniz? Anayasa değişikliği hükmünde tezkere de olmaz, kanun da olmaz. Böyle bir şeyi yapacaksanız dönerler burada Anayasa’yı değiştirecek çoğunlukta bir iradeyi ararlar. Öncelikle bu tutarsızlığınızı milletimize ifade edelim.

Devamında, süre yönünden niçin iki yıl? Niçin sorusunun cevabını arıyoruz ama usulen de burada bir eksiklik var. Böyle bir değişikliğe gidiyorsanız, siz bir demokrasi Parlamentosuysanız ve Dışişleri Bakanınız varsa, bu Dışişleri Bakanınızın hiç değilse Parlamentoda grubu bulunan partilerden, Parlamentoda milletvekili olan partilerin Genel Başkanlarından bir randevu isteyip bu talebin gerekliliğini ifade etmesi gerekmez mi? Konuşmalarda ne Sayın Bakanın ne de yürütmenin başının bu konuda herhangi bir ifadesini görmedik; düpedüz nezaketsizliktir. Yalnız, bu iki yıllık sürenin, seçimler gününde yapılsa bile, seçimlerden sonraki dört ayı da kapsıyor olmasının Anayasa’ya aykırılık ve gelecek Meclisin iradesine ipotek açısından tartışmalı olduğunu ifade ederiz. Ayrıca, iktidarda olmadığınız bir dönem için yerimize niye yetki talep ettiğini de anlamış değiliz. Şimdi, Sayın Bakanın konuşmasında da izleri vardı, bu tezkereye niçin “hayır” denmemesi gerektiği söyleniyor. Zaten Adalet ve Kalkınma Partisini yöneten trol aklı “Bu tezkereye ‘hayır’ demek hainliktir, askerin arkasında durmamaktır.” gibi tuhaf söylemleri sosyal medyaya, liderlerin “prompter”larına ya da bu kürsüye taşıyabiliyor.

Peki, çok değerli milletvekilleri, partiniz hep iktidarda sanıyorsunuz; partiniz hep iktidarda olmayacak ama hep iktidarda da değildiniz. Partinizin 3 Kasım 2002 günü sonlanan bir yılın biraz üzerinde bir muhalefet partisi deneyimi var. O muhalefet partisi 10 Ekim 2001’de Afganistan’a asker yollarken “hayır” oyu kullandı, hep beraber ve sözcünüz burada çıktı “Kapsamı, sınırı, zamanı, süresi belirsiz böyle bir yetkiyi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gönderilmesini doğru bulmuyoruz.” dedi, ret oyu kullandınız; size “hain” diyen yoktu. Ayrıca, Kuzey Irak’ta ne yaptınız? 25 Aralık 2001 ve 18 Haziran 2001’de Kuzey Irak tezkereleri geldi. O zaman altı ay istiyordu koalisyon hükûmeti, sözcüleriniz çıktılar ve dediler ki: “Irak’ın toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesine özen gösterilmiyor. Önümüzdeki dönem bu yetki bu bölgeye kan ve gözyaşı getirir. Türkiye’nin bu bölgenin zararına gelişecek gelişmeler olabilir. Parti grubumuz ve partimiz kuzeyden keşif harekâtının uzatılmasından rahatsızdır.” Ret verdiniz Sayın Bakan, hep beraber. Muhalefetteyken Kuzey Irak tezkeresine ret verenlerin, Afganistan’a ret verenlerin bugün çıkıp tezkereye ret verenin millîliğini sorgulayacak hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Gelelim gereklilik noktasına; Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de bir taraftaki, her iki taraftaki terör örgütlerine atıf var. Beyler, bayanlar; Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51’inci maddesi net; bir ülkeye sınır ötesinden bir örgüt, bir terör örgütü ya da diğer ülkeye saldırıda bulunursa buna meşru müdafaa hakkı ve saldırının kaynağına kadar sıcak takip hakkı vardır. Sayın Bostancı hatırlayacaktır, Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarının ilk altı yılında bazı anayasacılar, bazı hukukçular, bazı siyasetçiler “Ya, bu Kuzey Irak operasyonları için tezkere lazım.” dediğinde ısrarla “Hayır, terör örgütüne sıcak takip ve https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23634&BaslangicSayfa=34&BitisSayfa=34&Tur=H meşru müdafaa hakkı Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51’inci maddesinden gelir, gerek yok.” dediniz; tutanaklar onlarca beyanınızla dolu. Demek ki neymiş? Bu tezkerenin derdi terörle mücadele değilmiş; yoksa IŞİD’i, PKK’yı, saydığınız terör örgütlerini sıcak takipte meşru müdafaa hakkını da kullanırmışsınız, kimse de bir şey demezmiş. Peki, bu tezkere neymiş? İdlib misyonunu karşılayan bir tezkere mi? Bakarsanız, İdlib’de yapmaya çalıştığınız işlerin bir bütünü, zaten meşru bir devlet karşınızdaysa savaş sebebi sayılır. İdlib’e savaş açmak için, İdlib’deki misyonu tamamlamak, orada hastaneler kurmak, inşaatlar yapmak, doğrudan egemenlik kullanmak için bir yetki talep ediyor musunuz? O da tezkerenin içinde yok.

Ne var tezkerenin içinde? Türkiye’de yabancı askerlerin bulunması. Vallahi, bu torbanın etrafındaki göstermelik terörle mücadele yaklaşımları falan milleti kandırmaya çalışır başaramaz da bu madde size karşı arkadaşlar. Bu madde, 1 Martta Amerikan askeri Irak’a gitmesin diye Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ve Genel Başkanının bir saatlik konuşmasıyla, 99 AK PARTİ milletvekilini ikna etmesiyle, Coni’nin postalını Türkiye topraklarına değirmediğimize kızan Recep Tayyip Erdoğan’ın size aldığı tedbirdir, size aldığı tedbirdir, bize değil. O yüzden herkes ne konuştuğunu, ne savunacağını düşünecek. Partisinde tek adam olabilir, yürütmede tek adam olabilir, bunun verdiği güçle gözü bir başka şekilde dönmüş bakıyor olabilir ama kimse Suriye’deki evlatlarımızı bir felakete sürüklemek, maceracı dış politika yapmak, yaklaşmakta olan seçimde savaş ilanıyla belki seçimleri biraz daha öteye atmak için iç politikaya yönelik bu hedeflerle tasarlanmış bu oyunda arkanıza dizilecek, size meşruiyet kazandıracak durumda değiliz. Sesi olan, gücü olan, kendine güvenen, çıkacak, gelecek buraya. İdlib’de 34 evladımız şehit edildiğinde altı saat susup açıklamayı Hatay Valisine yaptıranlar, iki gün susup “İlk ne diyecek.” denildiğinde Trump’la arasındaki hikâyenin komikliklerinden bahsedenler, 34 evladımızı kimin vurduğunu çıkıp da… Cumhuriyetin kuruluşundan beri, Kurtuluş Savaşı’ndan beri bir seferde verdiğimiz en fazla şehitte “Bunu şunlar vurdu, Türkiye de böyle cevap verdi, böyle hesap sordu.” diyeceğiniz yerde olağan şüphelinin kapısında oturup da iki dakikalık sayacın Rus televizyonundaki yayınına susanların bize millîlik dersi verecek ne hakkı vardır ne haddi vardır!

Genel Başkanımız, grubumuz, hepimiz, kendimiz, evladımız; kuramızı çekeriz, askere gideriz, görevimizi yaparız ama evlatlarını, çocuklarını askere yollamak yerine bedelli askerlikleri, çürük raporlarını tercih edip başkasının evladının şehadeti üzerinden siyaset kuranlara Cumhuriyet Halk Partisinin cevabı “hayır”dır, “hayır” olacaktır. Son sözüm Sayın Başkan, tezkerenin Anayasa’ya usuli ve esasi aykırılıklarından, süresinden, istenen yetkinin genişliğinden, yetki isteyenin yetersiz, dengesiz ve beceriksiz dış politikasından, terörle mücadele için ihtiyaç duyulmadığı hâlde buna millî duygu istismarı katanlara itirazdan ve kuvvetler ayrılığını ayaklar altına almış bir iktidarın emrine bize milletin emanet ettiği bu yetkiyi vermeyeceğimiz için hayır diyoruz, hayır diyoruz, hayır diyoruz. https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23634&BaslangicSayfa=35&BitisSayfa=35&Tur=H

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.