ZATEN “DİN DÜŞMANI” İLAN EDİLMİŞTİ!.. ÖNCEKİ GÜN VE DÜN GENE İLAN EDİLDİ!.. KORKMAKLA KALDI!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, tarikatçı babasının baskısıyla tarikat yurdunda kalıyor.

Yurttaki tarikat baskısını defalarca ailesine anlatıyor.

Sonuç yok.

Sonunda bir karar alıyor.

Ve kararını iki aşamada uyguluyor:

İlkin bir video çekiyor, ailesinin kulak asmadığı sorununu anlatıyor; sonra arkadaşlarıyla birlikte kaldığı cemaat yurdu binasının 7’inci katından kendini atıyor…  https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/aile-baskisiyla-cemaat-yurdunda-kalan-tip-ogrencisi-enes-kara-canina-kiydi-6880930/?utm_source=ilgili_haber&utm_medium=free&utm_campaign=ilgilihaber

Olay kamuoyuna duyurulduğunda, duyarlı insanlar –içte ve dışta- çok yoğun tepki gösteriyor.

O da ne!..

Kimi psikiyatr, Türk Tabipler Birliği ve partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”, 10 Ocak 2022 Pazartesi sabahı yaşanan olaya tepki göstermiyor!

Nedeymiş:

Acısını yaşayanları düşünerek, hassas davranılmalıymış!

Bahanenizi sevsinler!

Bilim, böyle bir gerekçeyi asla kabul etmez!

Bilim insanları, bilim yuvaları ve halktan yana siyasa (politika) yaptığını söyleyen siyasacılar da asla böyle bir yaşanmışlığı örtbas etmez, edemez, etmeye kalkamaz!

Kabul edene ve kalkana ne “bilim”, ne “bilim insanı”, ne “bilim yuvası”, ne de “siyasacı” denir!

Onlar; böylesi ve benzeri üzücü olayların sıkça yaşandığı yuvaların sahipleri cemaat ve tarikatçılardan, o cemaat ve tarikatçıları arka bahçeleri yapan siyasi kadrolardan ayırtsızdırlar!

 

Sizi 2011 yılına götüreceğim.

www.haber.sol.org.tr sitesinde 25 Nisan 2011 günü “CHP ÜYESİNDEN ZAMAN’A ‘EZBER BOZAN’ AÇIKLAMALAR!”   

https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/chp-pm-uyesi-tekke-ve-zaviyeler-yeniden-acilmali-haberi-41826 başlıklı haber yayınlanıyor.

(Zaman, FETÖ’nün şimdi yayında olmayan gazetesi)

// “CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve Ankara milletvekili adayı Bülent Kuşoğlu, Zaman’a ilginç açıklamalarda bulundu. ANAP kökenli Kuşoğlu, Zaman’a yaptığı açıklamada Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının toplumu yozlaştırdığını ve tekrar açılması gerektiğini söyledi.” paragrafıyla başlayan haber şöyle sürüyor:

Kuşoğlu, “tekke ve zaviyelerin tarih boyunca Türklük ve İslamiyet’in aktarılmasında çok önemli roller oynadığını” belirterek şöyle konuştu:

“Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. ‘Bunlar irtica yuvaları!’ Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları.”

Kuşoğlu ayrıca “cemaatlere karşı olmanın, dünyayı tanımamaktan, bilgi ve algı eksikliğinden kaynaklandığı” iddia etti.

Devrim Kanunları ile bu kurumların kapatılmasının topluma zarar verdiğini söyleyen CHP’li Kuşoğlu, “Kültürel hayatımızı daha iyi yaşayabilmemiz, inançlarımızı daha iyi öğrenmemiz için geçmişte olduğu gibi bu tür sosyal ve kültürel kurumlar olmalı” dedi.

Kuşoğlu, tekke ve zaviyelerin eğitim ve kültür kurumları olduğunu da iddia ederek şöyle konuştu:

“Tekke ve zaviyeler birer üretim yeridir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Oralarda insan yetiştirilirdi, oralar eğitim ve kültür kurumlarıydı. Ve bunlar aynı zamanda Türk ve İslam kültürünün belirli yerlere aktarılmasını misyon edinen yerlerdi. Tekke ve zaviyelerin olmamasının topluma olumsuz etkileri oldu. Toplumumuz çok kolay yönlendirildiyse ve provoke edilebildiyse bir sebebi de budur. Sadece devletin ‘sosyal devlet’ olması yetmiyor, toplumun da ‘sosyal toplum’ olması gerekiyor. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var. Bu kurumların yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir.”

Bülent Kuşoğlu, CHP’nin artık bu tür sosyal kurumlara eskisi gibi olumsuz bakmadığını da sözlerine ekledi. //

 

Anımsadınız mı?

 

Halen Ankara CHP Milletvekili ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Bülent Kuşoğlu’nun usundaki “adı lazım değil”, Enes Kara’nın intiharıyla ilgili, önceki gün @kilicdarogluk hesabından

https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1480976269953146882 ve https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1480979087103610881 tivitlerini atıyor.

 

Beklentilerin üzerinde ağır yergiler aldı.

 

Usta gazeteci yazar Fikret Bila sıcağı sıcağına başarılı bir gazetecilik yapıyor, “adı lazım değil” ile söyleşi gerçekleştiriyor ve www.halktv.com.tr ‘deki köşesinde yayınlıyor.

Bila’nın “Kılıçdaroğlu: Enes’e içim parçalandı” https://halktv.com.tr/makale/kilicdaroglu-enese-icim-parcalandi-660221 başlıklı söyleşisi aynen şöyle:

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın yurt olarak kaldığı cemaat evinde gördüğü baskıları anlattığı bir video çektikten sonra yaşamına son vermesi Türkiye’yi üzüntüye boğdu.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise dünkü grup konuşmasında bu olaya değinmediği, tepki göstermediği gerekçesiyle eleştirildi.

Kılıçdaroğlu dün bu eleştiriler üzerine sosyal medyadan şu mesajı paylaştı:

“Gençlerimizle ilgili canımızı yakan olgular söz konusu olunca, paylaşacağımız içeriklerde hepimiz sorumlu davranmak zorundayız. Bana kızanları anlıyorum ama etik sebeplerden dolayı paylaşım yapmayacağım. Zamanı gelince gereken yapılacaktır. Tepkileri anlıyor ve saygı duyuyorum. Bu tarz haberleri paylaşmakla ilgili bilimsel makaleler söz konusudur. Oluşan öfkeyi politik puana döndürme adına, bilimin uyarılarına kulak asmamayı doğru bulmuyorum.”

Ancak, Kılıçdaroğlu’nun bu mesajına da eleştiriler yöneltildi. CHP Lideri, oy kaygısı nedeniyle yeterli tepkiyi vermemekle eleştirildi.

Kılıçdaroğlu’yla bu konuyu konuştum.

Önce Enes’in videosunu izleyip izlemediğini sordum.

“İzlemez olur muyum” dedi, “Elbette izledim ve içim parçalandı. Çok üzüldüm. Enes gibi gençleri bizim iktidarımız kurtaracak.”

Kılıçdaroğlu’na yöneltilen eleştirileri anımsattım.

“Olay cemaat evinde geçtiği için oy kaygısıyla yeterli tepki vermediğiniz eleştirisi var. Ne diyorsunuz?” sorusunu yönelttim. Şu yanıtı verdi:

“Eleştirilere elbette saygım var ama ilgisi yok. Bir iki nedenle hassasiyet gösterdim. Birincisi bilim insanlarının, psikiyatristlerin, psikologların bu tür olayların yazılması, dillendirilmesi konusunda uyarıları var. Bilimsel makaleleri var. Ben bilim insanlarının uyarıları konusunda hassasiyet gösterdim. İkinci olarak da çok acı, çok üzücü, yürek parçalayan bir olayı hemen sıcağı sıcağına siyasete konu etmeyi etik bulmadım. Hepsi bu. Yoksa ben oy kaygısıyla gerçekleri söylemekten çekinmem. Bugüne kadar da hiç çekinmedim. Doğru bildiğimi söyledim, söylemeye de devam edeceğim.”

CHP Lideri’ne “Tarikat ve cemaatlerde öldürme, baskı kurma, cinsel istismar gibi olaylar yaşandığına ilişkin birçok örnek kamuoyuna yansıdı. Özellikle yoksul ailelerin çocukları bu yurtlara gitmek zorunda kalıyor. Bu yurtlarla ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusunu yönelttim. Yanıtı şu oldu:

“Elbette sorunun fakındayız. Öneminin bilincindeyiz. Bu gençlerimizi iktidara gelir gelmez kurtaracağız. Bir yıl içinde yurt sorununu çözeceğiz. Gençlerimiz devlet yurtlarında, gayet rahat koşullarda, sıcak suyu olan, bir kişilik, iki kişilik odalarda güven içinde, özgürlük içinde kalacaklar. Şimdiden belediyelerimiz yurt yapmaya, üniversiteli gençlerimizin barınmaya uygun şekilde düzenlenmiş binalarımızda kalmalarına olanak sağlamaya başladılar. İktidarımızda bu sorunu kökünden çözeceğiz, özellikle yoksul ailelerimizin çocuklarına Aile Destek Sigortası’ndan burs vereceğiz, yurt sağlayacağız, başka yerlere gitmelerine gerek kalmayacak. Ayrıca bu yurtlarda ne oluyor ne bitiyor, çocuklar nasıl yaşıyor, çocuklara ne yapılıyor hepsini inceleme altına alacağız. Devlette denetimsiz alan olmaz. Bu denetimi gerçekleştireceğiz ve gereğini yapacağız. Annelerin babaların içi rahat olacak.”

Kılıçdaroğlu, “tarikat ve cemaatlerin gençler üzerinde kurdukları baskıyla, dayattıkları inanç ve yaşam tarzıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz” soruma da şu karşılığı verdi:

“Biz düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılıyız. Gençler istedikleri gibi düşünme, istedikleri gibi inanma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ancak Enes’in anlattığı gibi gençlerimize düşünce ve veya inancın zorla dayatılmasına da sonuna kadar karşıyız. Gençlerimiz özgür ortamlarda, güven içinde arkadaşlarıyla konuşabilmeli, tartışabilmeli istediği düşünceyi, inancı dile getirebilmeli, yaşayabilmeli. Hiçbir baskıyla, müdahale ile karşılaşmamalı. Biz gençlerimize özgürlük vaat ediyoruz ve bunu sağlayacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Gençler bu ülkenin geleceğidir. Onları özgürce yetiştirmek, istedikleri düşünceye, inanca, yaşam tarzına sahip olmalarını sağlamak, bilimsel eğimle donatmak bizim görevimizdir.”

 

İçinde bulunduğumuz süreci de dikkate alarak, öfkeme, kızgınlığıma yenik düşüp kırıcı olmayacağım:

2011 yılındaki sözlerini alıntıladığım Bülent Kuşoğlu’nun kuş usuyla siyasa yapan “adı lazım değil”, cemaatlerin, tarikatların ve cemaatleri, tarikatları arka bahçeleri gibi kullanan Cumhur İttifakı, Cumhur İttifakı İktidarı ortakları AKP’nin, MHP’nin “din düşmanı” ilan etmelerinden korktu, korkuyor!

Neden korkar ki?!

Zaten etmişler, edip duruyorlar!

En son Salı günü MHP Genel Başkanı, dün de AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı partilerinin grup konuşmalarında ilan etti!

Yarın da, öbür gün de edecekler!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.