KÜRT SİYASİLERİN PATRONLARI!.. VE KAMUTAY’DA YAPILAN DARBE!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Yargıtay’ın itirazı üzerine ad değişimine giden HEDEP, “DEM Parti” oldu.

Kısa sürede de, kendi içinde ve kendi dışında “demlenme”ye başladı!

 

Süre dursun…

 

“Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ürünlerinden “Cumhur İttifakı İktidarı”nın başı/bir numarası AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki en büyük hesabı, İmralı’dakine verecek” https://t24.com.tr/haber/erdogan-dan-demirtas-ve-ocalan-aciklamasi-edirne-deki-en-buyuk-hesabi-imrali-dakine-verecek-kendi-icinde-ayri-bir-hesaplasmalari-var,1007538  sözüyle işaret ettiği, 4 Kasım 2016’dan beri Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın (Erdoğan’ın “İmralı’daki” sözcüğü ile vurguladığı, PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dı) eşi Başak Demirtaş, “Parti uygun görürse, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı’na aday olabilirim” diye açıklama yapınca, siyasi ortam alabora oldu.

 

AKP’nin başı çektiği “Cumhur İttifakı” bundan hoşnuttu, adayları “Murat Kurum”la İBB’yi kazanacaklarına kesin gözle baktı.

CHP ise ciddi rahatsızlık, dahası “tedirgin” oldu.

Oysa…

Başak Demirtaş’ın (veya bir başkasının) DEM Parti’den İBB adayı gösterilmesi, CHP’nin ve Ekrem İmamoğlu’nun yararınaydı.

Ancak…

Başak Demirtaş’ın “… aday olabilirim” diye açıklama yaptıktan hemen sonra, DEM Parti “Aday olabilir. Yetkili kurullarımızda değerlendirebiliriz” içeriğinde açıklamalar yaptı.

Anlaşıldı ki, DEP Parti, Başak Demirtaş’ın adaylığına sıcak bakmıyordu.

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Yönetimi, -anlayamadığım “garip” bir biçimde-; 9 Aralık 2023 Cumartesi gecesi HEDEP’nin Kağıthane İlçe yönetiminin gecesinde konuşan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan’ın –tam bir siyasi cahilce ettiği- şu “Birisini 100 yıldır Kürtlere, buradaki halklara ve inançlara uyguladığı baskı politikalarından tanıyoruz. Diğerini de son 21 yıldır bizim üzerimizden estirdiği zulüm politikalarıyla tanıyoruz.https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/091220232 sözlerindeki “CHP vurgusu (CHP, Kürtlere ve başka halklara yüz yıl boyunca ne zulmü ve nasıl yapmıştır?!) gibi, DEM Parti’nin, Başak Demirtaş’ın İBB adaylığına soğuk bakmasına da, Başak Demirtaş’ın adaylığının CHP’ye, CHP adayına yarayacağına, AKP’ye, AKP’nin başı çektiği “Cumhur İttifakı”na “hüsran” yaşatacağına da dikkat etmedi, dikkat kesilmedi!

Şundan:

Hala anlık, günlük, kısa-orta-uzun süreli siyasa (politika) üretemiyor, üretecek yapılanma içine girmedi, giremedi!

Ne zaman girer, girecek?

Öngöremiyorum!

 

Herkes, özellikle partim CHP’min Genel Başkanına ve yönetimine, gazeteciliğine saygı duyduğum Nuray Babacan’ın, www.gazetepencere.com internet gazetesinde 15 Ağustos 2023 günü yayınlanan “AKP’nin kayyum planı: HDP’yi ittifak dışı tutma pazarlığı” başlıklı yazısını 15 Ağustos 2023 https://www.gazetepencere.com/akpnin-kayyum-plani-hdpyi-ittifak-disi-tutma-pazarligi/ linkini tıklayarak okumasını öneriyorum.

 

Yazı okunduktan sonra, DEM Parti’nin kendi içinde ve kendi dışında “demleniş”i çok daha iyi ve çok daha net kavranılacak.

 

“AKP ile kayyum anlaşması”nda kim “ön almak” peşinde?

DEM Parti yönetimi mi, Selahattin Demirtaş mı?

 

AKP ile “kayyum anlaşması”nda kim görüştüyse, masaya oturduysa, o!

“O, şu” diyemem.

 

Gözlemlediğim kadarıyla, DEM Parti yönetimi de, Selahattin Demirtaş da, Kürt siyasiler de, yerel seçimlerde, AKP’ye kazandırmak yarışındalar!

Çünkü…

Patronları öyle istiyor!

 

Patronları kim?

 

Bildikleriniz!

Kilometreler öteden gelip bölgede etkin ve etkili olan, halklara kan kusturan emperyalist İngiltere ile emperyalist ABD!

 

İki emperyalist, bölgedeki çıkarları, çıkarlarının geleceği için bir yandan Kürtleri destekliyor görünümüyle kullanıyor, diğer yandan da kendi planı, projesi “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin Türkiye’de kalıcı olmasını ve Erdoğan başkanlığındaki iktidarın da sürmesini istiyor!

 

O nedenle…

DEM Parti, öncelikle İstanbul’da CHP’ye kazandırmamak, AKP’ye kazandırmak için aday çıkaracak.

Başka yerlerde de…

 

DEM Parti izlediği siyasayla –bir anlamda- CHP Genel Başkanı ve yönetimi ile “oynuyor”!

 

Bana göre…

Selahattin Demirtaş, eşi Başak Demirtaş’ı sahaya sürmekle -Başak Demirtaş, DEM Parti’den aday gösterilsin, gösterilmesin, aday gösterildiğinde kazansın, kazanmasın-, siyaseten kendini bitmiştir!

 

Yoksa bu…

“İmralı’daki”nin senaryosu muydu?

 

Selahattin Demirtaş’a, babası yaşamını yitirdiğinde, cenazeye katılması için izin verilmezken, annesi rahatsızlanıp hastaneye kaldırılınca ziyaretine izin verilmesi, kafalarda oluşan kocaman soru!

 

Karslıların kafasında da…

“Küçük iller arasında yer alan Kars adayını CHP neden açıklamadı, sona koydu? Kars’ı, İstanbul desteği karşılığında DEM Parti’ye mi bırakıldı?”

Sorusu var!

 

Ve…

 

Dün, canım Türkiye’min kalbi Kamutay’ında (TBMM’sinde), halk iradesine, hukuka, Anayasa’ya, demokratik, laik Cumhuriyet’e korkunç bir darbe yapıldı!

Hatay halkının oylarıyla Türkiye İşçi Partisi’nden Milletvekili seçilen Av. Şerafettin Can Atalay’ın Milletvekilliği, AKP ve MHP’li vekillerin “kabul”leriyle “düşürüldü”! https://www.sozcu.com.tr/can-atalay-in-vekilligi-dusuruluyor-p19117

İçim yandı!

Türkiye’min, halkımın saygınlığı adına utandım!

Kamutay’ın AKP’li Başkanı Numan Kurtulmuş, “Suudi Arabistan gezisi”ne çıkmış; yerini, Vekillerinden, AKP’li Bekir Bozdağ’a bırakmış!

Bozdağ da, Anayasa Mahkemesi’nin kararını dikkate almayarak, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararını dikkate alarak, Atalay hakkındaki kararı kendisi okudu ve usa (akla) hayale gelmeyecek yöntemlerle Atalay’ın Milletvekilliğinin düşmesini sağladı!

Sağladı ama…

Kendisi, partisi, partisinin ortağı MHP, her iki partinin vekilleri, “Suudi Arabistan gezisi”ne çıkarak “kaçan” Kamutay Başkanı, tarihe “kara bir leke” çaldılar!

Hepsi de…

Tarihte yüz yıllar boyu “darbeci” diye anılacak!

Vicdanlarda sorgulanacak, yargılanacak, mahkum olacak!

 

Hiç kuşku yok ki…

Sorgulayacak, yargılayacak, mahkum edeceklerin arasında kendi çocukları, torunları yer alacak!

 

Canım Can Atalay’ımız ise…

“Hatay Milletvekili” olarak, hep anılacak!

 

Zaten…

Milletvekilliği düşürüldüğü andan itibaren anılır oldu!

 

Can Atalay’ın Milletvekilliğini düşürdüklerini sananlar, bu gerçekle birlikte, özde kendi Milletvekilliklerini düşürdüklerini göremiyor, algılayamıyorlar!

Gördüklerinde, algıladıklarında, korkunç bir yanlış yaptıklarını, ülkeye ve halka ne büyük zarar/zararlar verdiklerini kavrayacaklar!

 

Uzatmayayım.

Nokta!..  

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.